Zihin, kalbi türlü türlü oyunlarla, çeşit çeşit hilelerle susturmaya çalışmış. Her an yeni bir oyun kurmuş, en etkili kelimeleri seçmiş kalbin aklını çelmek için.
Bırak, demiş, bırak... İş değil bu senin yaptığın. Haddini bil. Aklını başına topla. Böyle gelmiş, böyle gider. Kim başarmış ki bu işi sen başarasın. Kim yılmamış ki bu yoldan sen yılmayasın. Uğraşma boş işlerle.
Yol uzun. Yol belirsiz. Yol kurak. Yol tehlikelerle dolu.
Yanarsın. Kül olursun. Savrulur küllerin dört bir yana.
Yok olursun. Karanlığın içine yuvarlanırsın.
Akla geldik, bilindik ve bilinmedik bütün hileleri bir bir kullanmış zihin.
Eziyetlerin en duyulmadık, en bilinmedik, en canı candan koparanlarını göstermiş kalbe.
Ten istekliymiş candan kopmaya ama kalp ne bedeni terk ediyormuş, ne canı.
Kalbi eziyetlerin en amansızlarıyla dahi yıldıramayan zihin, yeni yeni yöntemler buluyormuş. Horluyormuş, alay ediyormuş, yok sayıyormuş onu. Ama o yok saydıkça, ufalamaya çalıştıkça kalp daha da güçleniyor ve büyüyormuş. Neredeyse ten kafesine sığmaz oluyormuş.
Çünkü kalp, ah o deli divane kalp, zihnin karanlık dediği yerde nurdan başka bir şey görmez, göremezmiş. Alemin var dedikleri onun için yokmuş. Yok dedikleri varmış.
O kalp ki söylemeden duramazmış türküsünü.
O kalp ki Mansur olmuş yaradana, Mevlana olmuş Şems’e, Mecnun olmuş Leyla’ya, Ferhat olmuş Şirin’e…
Ama mutlaka ve daima, ezelden ebede, noktanın sonsuzluğunda dönmüş durmuş.
Dilek Yaraş
27 Şubat 2009 – Kuraldışı / Yorumsuzblog
Bu yazıya yayınlandığı tarihte (Kuraldışı sitesinde) yapılan yorumlar (Admin)
……………
Mumundur karanlık veren sana.Anlatırdım bunu ama,gönlünün beli kırılıverir.Gönül şişesini kırarsan artık, yaşamak fayda vermez
/ neslier 28 Şubat 2009 Saat:01:22:11
……………..
O kalp ki, önce konuşmuş yerinde ve derinde, varlığını hissettirmiş… O kalp ki, sonra açılmış, dinlemiş diğer kalpleri, hissetmiş hepsindeki derin şefkati… Bin dinlemiş, bir konuşmuş… Şefkat olmuş, şefkatin türküsünü söyler olmuş… Ve kalp susmamış…Susmasın ve hakimiyet onun olsun… Kalbim açılıyor senin yazılarını okurken, şefkat olup damla damla gözüme yükseliyor sanki. Kalplere, derinlere indi ve dokundu bu derin yazın yine Dilek…Kalbin hiç susmasın…Sevgi ve şefkatle bin dinleyip bir yazsın…Pir yazsın…Teşekkürler…
/Hülya GÜLTEKİN 28 Şubat 2009 Saat:00:47:59
…………..
Kalp Kendine İnanmış ve Dünya Bu inanış Uğruna Onun Önünde Eğilerek Diz Çökmüş. Zihne inananlara ise onun bir hediyesi varmış; Bu dünyadanın çıkış kapısının anahtarını onlara sunmakmış… Sevgili Dilek kelimeler çok lezzetliydi, tadı hala yüreğimde… 🙂 / Uğur Koşar 27 Şubat 2009 Saat:08:21:29
………..
Yazınızı okuyunca derinden bir acıma dokundunuz.Elinize yüreğinize sağlık.Deli divane olmuş,kalbi kırık, yaralı yüreklerin aklıyla çelişkisi ne acı..Sonsuz mutluluk ise O güce, bilgeliğe, yaradana yönelmekte.
/Feride GENÇ 27 Şubat 2009 Saat:08:19:13